fotograf
About the Author: Özge Ç.
İçimde büyüyorlar albayım. Hepsi aynı anda konuşuyor, albayım. Delilerden sen anlarsın, konuş onlarla. Hikmet tane tane anlatıyor, “Kelimeler albayım diyorum, kelimeler bazı anlamlara gelmiyor işte.” Ardından sahneye Tolkien giriyor ve büyük bir ihtirasla Khalessi, ejderhasına komut veriyor: “Dracaryus” Dizlerini göğsüne çekerek oturan Küçük Prens’in çok derinlerden gelen sesini duyuyorum. Biraz sitem, biraz yakarışla dolu: “Tüm yetişkinler bir zamanlar çocuktu ama sadece çok azı bunu hatırlar.” diyor, ağlamak istiyorum. Sabaha kadar Sait Faik okuduğunu söyleyen John Berger; “Görmek ideolojik bir gerçektir” diye lafa karışıyor. Gözün gördüğünü çekemiyoruz diye saçmalıyorum. Tıpkı sizin gibi perşembeleri sevmiyorum ve Maria Pauder’i unutamıyorum. Birden amirimle Neşet Baba’ya kadeh kaldırıyorum. Hep berber meyhanedeyiz. Dedektiflerin piri Dupin: “Rue Morgue cinayetlerini çözebildiniz mi?” diyor. Çok yorgunum bekleme kaptan… İçimde şarkılar, sesler çoğalıyor. Beni yavaş yavaş ele geçiriyorlar albayım.
Leave A Comment