Neden sevgilin yok? Hala birini bulamadın mı? Ay inanmıyorum! Neye inanmıyorsun? Neden inanmıyorsun? Şart mı? Olması mı gerek illa? Kolay mı? Bu bir artı mı eksi mi? 🙂 Soruya soruyla cevap vermek en tatlısı değil mi?

Bana nedenini bildiğim, gerekçesi olan şeyleri sorun; Nasılsın? Mutluyum, mutsuzum, çünkü… En sevdiğin renk ne? Kırmızı, gerçi maviyi, yeşili, moru, siyahı da severim. Dün akşam eve rahat gidebildin mi? Evet trafik yoktu, otobüs hemen geldi ya da vapura koşarak yetiştim. Ama: Neden sevgilin yok, diye sorarsanız; Cevabı yok. Gerekçesi yok. Hala birini bulamadın mı? Aramıyordum ki! Hem aranacak bir şey mi bu sevgili? Saklanmış da benim arayıp bulmam mı gerekiyor? Önüm arkam sağım solum sobe, saklanmayan ebe! 😉

Herkesin bir hikayesi var, birbirinden farklı… Gittiği bir yolu, farklı manzarası, farklı tesadüfleri, şansları, şanssızlıkları… Bu hikaye onun, dur biraz, nefes al şimdi, soracağın soruyu düşün… Cevabını bilmediği bir soruyu sorma ona… Konuşacak bir konun mu yok, e az biraz dergi oku, gazete oku, bulursun bir konu, o da olmadı havadan bahset, ‘yaz bitmese hiç’ de! 🙂 Sonbaharı sevenler son cümlenin sonunu değiştirebilir 😉

Bu sefer, duymaktan pek keyif almadığımız sorular ve ünlem cümleleri üzerinde konuştuk. Biraz söylendik, şikayet ettik azıcık da… Aslında bizim değil bu sorun yalnızca biliyoruz, belli bir yaş aralığındaki her kadının (ve erkeğin) sorunu: HALA SEVGİLİ BULAMADIN MI? sorusuyla karşılaşmak ve “SEVGİLİ/EŞ” durumunun bir başarı (?) ya da bir artı (?) olarak görülmesi… Bu tür soruların “neden” sorulduğu, soru soranın amacının ne olabileceği, sorunun muhatabı olan kişinin duyguları hakkında konuştuk. İşte sohbetimiz (Mobil üzerinden dinleyeceklere küçük bir not: SoundCloud hesabınız yoksa “Listen in browser” yazısına basarsanız sitemiz üzerinden yani bu sayfadan dinleyebilirsiniz 🙂 ) :

Sohbetimizdeki soru ve ünlem cümlelerini duydunuz.
Siz ne kadar sıklıkla karşılaşırsınız bu tür sorularla ya da ünlem cümleleriyle?
Anket vakti:

[poll id=”4″]

Empati kelimesi aklıma geldi birden nedense…
Neydi empati? 😉

Sohbetimizde biz, keyif almadığımız sorulardan bahsettik. Peki sizin keyif almadığınız sorular neler? Aşağıda bulunan yorum kısmına yazarsanız, daha sonraki sohbetimizde konuşabiliriz.

Umarız keyifle dinlemişsinizdir!
Bir sonraki sohbetimiz de hazır, bu sohbetin bir nevi devamı niteliğinde, yine keyif almadığımız bir soru üzerine… Şimdilik söylemeyelim. Haftaya görüşürüz 🙂

Keyifli dinlemeler,
Keyifli dinlenmeler…
Bol gülümsemeli, sevgi dolu günler!

Ufak bir not:

Ağaçlıklı bir alanda sohbeti çektik, rüzgar da kimi yerde uğultusuyla eşlik etmiş bize, birkaç saniye onun sesini de duyabilirsiniz.

Teneffüshane
Deniz & Simge

İki kişilik diğer sohbetlerimiz için Kulak Misafiri bölümümüze, dostlarla muhabbetlerimiz için Misafir Ol Gel Bana bölümümüze uğrayabilirsiniz.

Dilerseniz sohbetlerimizi SoundCloud hesabımızdan da dinleyebilirsiniz.