Deveye deve, kasete kaset dediğimiz döneme bir yolculuk yapalım, o yıllara dair özlemimizi bir karışık kaset hazırlayarak gidermeye çalışalım. Bir şarkı ortalama 5 dakika etse, 60’lık bir kaseti doldurmak için 12 şarkıya ihtiyacımız var. Başlayalım o zaman.
1. Santana – Europa
Soğuk ve rüzgarlı bir nisan akşamı deniz kenarında yürüyüp, insanın saçlarını savuran bir şarkıdır. Carlos Santana’nın notaları ve gitar çalışı insanı kendinden alır. Asım Can Gündüz’ün 1998 senesinde çıkmış olan Bir Sevgi Eseri yorumunu da dinleyebilirsiniz. O yorum, aynı gün aynı hava varken yaptığınız deniz kenarı yürüyüşünden sonra gireceğiniz beyazdan da yakadan da sıkılmış karı-koca’nın işlettiği (ve belki de 1-2 yıla kalmaz batacak olan) cafe’de çay içme keyfini yaşatır size.
2. Pink Floyd – Learning To Fly
En büyük grup listelerinin vazgeçilmezi Pink Floyd. Üstelik çekirdek kadrosu ile bir daha sahneye çıkabilmeleri için çoğu müzikseverin hayal ve özlem duyduğu bu topluluk kasetin kaset olduğu yıllara özlem çekilen çekme kasette olmaması kaçınılmaz. Dağları aşarak geçilen yolda öylesine güzel dinlenir ki… Yolun en yüksek noktasına gelip de aşağıdaki araçlara kuşbakışı olmasa da üstten bakmak, 5 dakika önce öyle olduğunu ve yine 5 dakika sonra öyle olacağını algılamak…
3. Genesis – I Can’t Dance
Yine yollardan gitmek gerekirse… Birleşik Krallık müzik listelerinde 1, ABD müzik listelerinde 4 numaraya kadar yükselmiş olan We Can’t Dance albümünün en önemli şarkılarından olan I Can’t Dance’i yolun dümdüz ve uyku getiren bölümleri için seçtim. Çok hareketli olmasa da insanın uykusunu açıp ona zindelik ve mutluluk verecek bir şarkıdır.
4. Sting – Englishman In New York
Yol sonunda bitmiştir. Güneş batmak üzeredir. Bazı işyerleri kapanmış, bazı evler ışıklarını yakmıştır. Aydınlık da değil karanlık da. İşte o an o şehir hep başka başka şehirleri barındırır. Bir sokak bundan önce gittiğiniz bir şehri çağrıştırır. Belki de bulvarlardan beşincisinde aşağıya doğru yürüyen birini görürsünüz, bu şarkıyı söyler size, kim bilir. Derken güneş tamamen batar ve şarkının ortasındaki davul kısmı gelir, varsa gece hayatı başlar şehirde yoksa şehirde çoktan yaşam bitmiştir gong sesi ile.
5. Dire Straits – Walk Of Life
Dire Straits’ten başka bir şarkı seçmek mümkündü. (Kaldı ki bu şarkı da güzeldir) TRT’deki yarış arabalarının kazaları ve sporcuların düşüşlerini konu olan videoların vazgeçilmez şarkısı olduğu için Mark Knopfler’ın bu şarkısını seçtim karışık kasete.
6. Led Zeppelin – Babe I’m Gonna Leave You
Bir arkadaşınızın uzunca süren terkediliş hikayesini tekrar tekrar dinlemek gibidir bu şarkı. Bazen içinizde fırtına kopar, arkadaşınızı susturmak istersiniz, yeter demek istersiniz… Dersiniz de, içinizden… Sonuçta arkadaşınızdır, bu dönemi atlatmalı, siz de elinizden geleni yapmalısınız. Şarkının sonunda arkadaşınız da siz de ferahlamışsınızdır.
7. Eagles – Hotel California
Gına mı geldi bu şarkıdan. Bırakın gelsin. Bu şarkı yabancıların Akdeniz Akşamları mı? Yanılıyorsunuz…. Cümle alem biliyor bu şarkının hangi gruba ait olduğunu. Akdeniz Akşamları öyle mi? Notunu düşelim. Kökeni 1986 yılının Adana’sına dayanan, Grup Merdiven’in ilk albümü Çiçeği Burnunda (1991) o dönem 3 hit çıkartmıştı. Biri albüme ismini veren şarkı, biri Akdeniz Akşamları, son olarak o dönem radyolarda -özellikle şiirli gece programlarında- çok çalınan Hasretler Ayrılıkla Başlar.
8. Deep Purple – Black Night
ABD’nin Güney Dakota eyaletindeki Rushmore Dağı Anıtına gönderme yapılan Deep Purple in Rock albümünün en güzel şarkılarından biridir. Hotel California’dan sonra biraz canlanmak elbette iyi gelecektir sizlere de.
9. Supertramp – Breakfast In America
Kasetin kaset olduğu dönemde, gençler için düzenlenen “çay”ların -muhtemelen- vazgeçilmesi şarkılardan.
10. The Alan Parsons Project – Sirius/Eye In The Sky
Sirius tek başına 1980’li yılların özeti gibidir. Dönem ile ilgili yapılabilecek bir belgesele ya da filme mutlaka konulmalıdır. Eye In The Sky ise çok iyi bilindiği halde şarkının kime ait olunduğu pek de bilinmeyen şarkılardan. Albümde de peşi sıra olduğu için iki şarkıyı tek saydım ve listeye ekledim.
11. Rush – The Spirit Of Radio
Albüm 1980 senesinde çıkmış olsa da bu şarkı 70’li yıllarda koşturmacası bol bir polisiye filmde de kullanılabilir 90’lı yıllarda bir gençlik dizisinde de . Yollardan geçip, ayrılış hikayeleri dinleyen, Adana’dan Dakota’ya giden yorulmuş insanlara enerji verecek bir şarkı.
12. Styx – Boat On The River
1970’den beri aktif olarak müzik yapan ve belki de ülkemizde tek şarkısı kulaklarımıza nakşolmuş, zihinlerimize mıhlanmış şarkıdır Boat on the River. Biraz enerjik, biraz özlem dolu, biraz Eurovision işi, biraz koro, biraz akordion, biraz biraz, unutulmaz hatta bir çok şey hatırlatan şarkıdır sonuçta.
Karışık kasetteki şarkıları dinlemek isterseniz sizi şöyle alalım.
https://open.spotify.com/user/dvorak_a/playlist/1OCaS8p8jKZgxtVaCjXUF6?si=fqopGuBYQUeLE5l7x9pW-Q
Leave A Comment